Bize olanların adı ne?

Her gün yeni bir yerimiz ağrıyarak,bir eksiğimizi,yanlışımızı daha fark ederek uyanıyoruz güne...

Bunca yara,irin ve sızımız olduğunu bilmiyorduk,her gün gece yatağa sarhoş giriyorduk çünkü...

Bedenimizde açılan yaralar göz göz gittikçe büyüyor,çoğa kalmaz kangrenleşecek,kurt düşüp kokacak...

İyi giyimliyiz,siyah camların ardından bakıyoruz; zira korkağız,göz göze gelmekten korkuyoruz bütün gün ışığının altından gelip geçen tüm karartılar,olayalar ve varlıklardan...

Hiç bir can bizden emin değil artık,bizde kendimizden tabi,her an nerede, nasıl bir çılgınlığa kalkışırız,bir cinneti nasıl gerçekleştiririz bilemiyorum? Sanrılarımızın garip bir  histeri nöbetinden ibaret sanki ..Bütün yaşadıklarımızdan dolayı eminim toprak,gök ve kuşlar bile iğreniyor bizden..Neredeyse bizi kusacaklar!.

Yahut;  başlarını alıp gidecekler elimizden,şerrimizden,başka bir dünyanın göğü ve toprağı olmak üzere...

Hiç bir dinde,ahlakta olmayan işlerle başbaşa buluyoruz kendimizi,yada onu biteviye işliyoruz,yüzümüz kızarmadan,en arsızından...

Genç ; otobüste içine girdiği telefonun içinden sesleniyor oturduğu yerden,başucunda ayakta bekleyen bir hamile kadına yer vermesi için uyarıldığında;niye, ben mi hamile koydum ki ?diye..Ne kadar istiyor insan o anda kelpetenden parmaklarla ince boynunu koparma yı,bu tür hangi gezegenden indi bu topraklara..? Allahım, aklımıza muakeyyet ol !..

Süt başağı buğday tarlalarını  çiğneyen yaban domuzu sürüleri gibiyiz,çocuklara uzanmaya başladık,bizi dünyaya taşıyan kadın soyuna ihanet ediyoruz...

Birbirimizin ömrünü,huzurunu,tadını tuzunu çalıyoruz.Doymuyoruz!..Kan içiyoruz şarap zevkinde,sular gibi akıtıyoruz toprağa ,bu coğrafyada bir hal oldu bize,neye döndük,kim di benzediğimiz?

Tanrı yerine ve onun adıyla ellerinde yiyecek ve ikbal kaplarıyla dolaşan,müzevir,şarlatan soysuz siyasetçilere ne zaman ram olduğumuzu hatırlıyamıyoruz bile...Bütün suçu onlara atmak ta çok doğru değil;biz süt isek,onlar içimizden çıkan kremamız,yağımız..

Taze filizler,körpe emlik kuzular yok ediliyor önümüzde,görülmemiş bir sosyal ve kültürel bozulma çağı yaşıyoruz..Din,Tanrı,Peygamber buyrukları nafile  sanki; Yüreğimizden çoktan kanatlanıp uçup gitmiş,maverada dolaşır durur şimdi..

Hakikaten böyle olmak için nasıl bir çaba sarfettik,kim öğretti bize bu alfabeyi..?Böylesi başarılı bir sistemi kim kurguladı  ve başırılı oldu,böyle?Şeytan ve iblis gibi kavramlar ne kadar masum kalıyor yanımızda ; tıpkı, bir dondurmacı kıyafetli satıcı kadar sevimli ve masum..

Biz,bizi yitirdik arayan nerede,nasıl bulur acep..?

YORUM EKLE