Çürüyüş

Çürüme, yani tefeesüh  canlı bir organizmanın  niteliklerini yitirme hali...

Nitelik, nasıl yiter? sorusunu cevaplamak, ancak; kendisinden beklenen fonksiyonların yerine getirilememesi ve kandaki oksijenin tükenişiyle açıklanarak patolojik bir konuya öykü olsa da, bireysel  ve toplumsal hayatta da aynı sonuçlar görülebilmektedir...

Toplumların ve fertlerin bu günkü durumları ,konumları,onların sağlıklı bir düne ve iyi bir beslenmeye sahip olmalarıyla açıklanabilir...

Beslenme; aldığı ve tükettiği proteinli gıdalar olduğu kadar;  hayattan,yaşama sevinci ve ta ötelerden alıp getirdiği, özümseyerek elde ettiği ,bu günden geleceğe taşıdığı maddi manevi, kültürel ve teknolojik vs.nin  toplamıdır.

Buradan  elde ettiği,ürettiği  mutluluk ve yeterlilik ortak pastasında ki katkı payını da, göz önünde bulundurmak gerek.

Şayet, dün ve bu günden elde ettikleri kendisini zehirliyorsa, yavaş yavaş ve o bunun farkında değilse, çürüme çoktan başlamıştır bile...

Düne dair övündüğü ve övündüklerininde boş,anlamsız ve değersiz şeyler olduğu daha bariz,açık seçik ortaya koyulmuş demektir.

Sosyal ve ferdi açıdan son yıllarda gözlemlenen bir durum varsa o da, toplumun ahlaki değerleri,ve kırmızı çizgileri (son yıllarda, kırmızı çizgi de çürüdü gerçi ama) ciddi mana da aşındı ve fonksiyonlarını yitirdiği gerçeğidir.

Bu gün, en duyarlı olduğu konusunda ön kabullerimiz le mutabık kaldığımız  hal ve hareketler karşısında şaşırtıcı bir suskunluğa,vurdumduymazlığa ve bu açıklanamaz mukavemetsizliğe ne zaman dönüştü? Sorusu, hala cevabını bulamamıştır.

Çocuk iğfalleri,tecavüzler,şiddet derken, git gide suçların nevi değişip ciddi manada yepyeni kriminal bir katogoriye taşındığımızı itiraftan bile aciziz.

Hayvanlara saldırılar,yazdan vazgeçtik, karlar altında ki ormanların bile yakılması,uyuşturucu ve narkotik suçların kamu yağmacılığıyla yarışır hale gelişi,milletimize has ordu-millet ortak anlayışının çöküşü,din adamlarına olan güven ile adalet dağıtan hakimlerin buharlaşması...

Bütün bunları izleyecek vakti bile olmayan, küçücük akçeyle değiştirilmeyecek hiç bir şeyin olmadığını adeta bize öykünen küçük, cahil insanların yığıldığı bir kümeler yurduna döndük.

Ve bu yurdun orta yerinden öyle bir duman,öyle bir yağlı is yükselmekte ki,kokusu bile  arşı sarmakta...

En büyük canilerin mazlumlardan çıktığı,duaların,Tanrı katında karşılık bulmadan geri döndüğü bir coğrafyayız artık.

İnsanlığa büyük sözler vermiş dünkü toplum önderleri aşağılanırken; bu gün insanlığa ve yurda hiç bir şey vermeden herkese ve her şeye çemkiren,efelenen bir zümrenin ortaya koyduğu  manzara midemizi ağzımıza getirmektedir.

Gerçek mana da artık işlevlerini yerine getiremeyen,nitelikleri ve bütünlüğü bozulmuş bir patolojik bir vaka gibiyiz..

Çürüme yani tefessüh maalesef ciddi bir müdahale zorunluluğunu ortaya koymakta...

YORUM EKLE