Dünde kalanlar

Peşpeşe gelen büyük hadiselerin, toplumsal hayat ve hatıratımızdaki yeri, kuşaklar boyudur o günün tazeliği ve sıcaklığı ile korunup ve anılıyor hala...

Dünün büyük kayıpları olan; Kafkaslarda,Balkanlarda yitirdiklerimiz,onca can ve yurttan sonra Anadoluyu da elden gitmekteyken geri kazanışımız,ne kadar sıcak ve taze...

Kaybetmek ayrı bir dert,kaybettiğini geri kazanma uğrunda girdiğin kanlı çaba ayrı bir dert..Bu durum,tarihin mükerreren kaydettiği en sıkıcı notlardan olmalı...

Karlofça dan,Mondros’a (1699-1918)  geçen zaman dilimi içine düştüğümüz; sosyal,kültürel,ekonomik ve askeri geriliğin sebeplerini sorgulamak,sonuç çıkarmak; ancak, cumhuriyeti de kuran ittihat ve terakki kuşağına nasip olmuştur..

İlkin bizim topraklarda , insanın ‘’hürriyet,eşitlik,kardeşlik ve adalet’’ etrafında birleştirimesi fikrinin yanı sıra, cumhuriyetin saltanat ve krallıklardan daha aziz ve erdemli olduğunu dünyaya ilk bizim ilan etmemizi ne çok isterdim...

Asırlardır korudukları; kan pahası taht ve yetkilerini, halka,yani onu temsil edileceği bir meclise devretme erdemini dünyaya ilk bizimkiler duyursaydı keşke..

Onun zihni ve fikri altyapısı, bizim elimizle taşınsaydı ve o yüce onuru biz taşısaydık olamaz mıydı ? diye hayıflanıyor insan...

 ilk ‘’toplumsal mukavele’’ tarafımızca imza edilseydi,bizim topraklarımızdan,bir 'yurttaş'   olsaydı J.J Rousseau...

Tarih;  kutsanmış ölülerin,hadise ve anıların kabristanı olmaktan süratle çıkartılmalı...

Orası, yeni nesillerin uğrak yeri,kinlenme,gözyaşı ve mistizimin eşiği olmamalı.

Günümüz bireylerini,  kaygan politik bir zeminde  kendisini sorgulatmak,tarifletmek yerine; mutlaka,on yüz asırda  kazandığı özgürlük ve bireyselliği, asla terk etmemesinin gerekliliği, kendisini, hayatın en nadide, eşssiz bir  varlığı olduğu gerçeğine taşıyarak,zengin bir  muhabbetle ve bilgiyle teçhiz edilmesi  gerekiyor.

Mutlaka , kendisiyle onur duymasına yol açacak bir duruşun asilliğine  ikna edilip benimsetilmeli...

Bu,kesinlikle bir halk dalkavukluğu değildir!

Dünün tarihini okunurken,dünde kalmayarak, bu günden yarına uzanan tarihin inşaası  şimdiden insanımızca içselleştirmeli..

Birey olmaktan korkmamalı,dünün acı hatıralarıyla iç içelikten uzak durarak,her dem,dünya ve insan yeniden keşfedilmeli..

YORUM EKLE