İmamoğlu'ndan Roma Hipodrumu yanıtı

İmamoğlu'ndan Roma Hipodrumu yanıtı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yenilenen Beyazıt Meydanı'nda "Antik Çağ'dan Günümüze 3 İstanbul 1 Tarihi Yarımada' sergisini açtı. İmamoğlu, bir süredir kamuoyuna yansıyan ve İBB Meclisi'nde de AKP'li üyelerin dile getirdiği ‘Roma Hipodrumu'nun açığa çıkarılması halinde bazı tarihi yapıların yıkılacağı’ yönündeki iddialar ve tepkilere ilişkin “Lütfen bir bilgi sahibi olsunlar, ondan sonra fikir yürütsünler. Buraya davet ediyoruz. Zaten onun için burası açıldı. İstanbul'da ne varsa, yapılan ve yapılmak istenen, hepsini burada yarımadayla ilgili vatandaşa servis edeceğiz, sunacağız. Ve eminim ki görecekler ki burası onlar için çok aydınlatıcı, çok sahiplendirici bir merkeze dönüşecek” dedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yenilenen Beyazıt Meydanı’nda, “Antik Çağ'dan Günümüze 3 İstanbul 1 Tarihi Yarımada" sergisinin açılışını gerçekleştirdi. İstanbul ile ilgili bugüne kadar yapılan ve yapılacak projelerin yer aldığı serginin açılışında konuşan İmamoğlu, kentin coğrafi açıdan Allah’ın bir lütfu konumunda olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"40 YILA DÖNÜP BAKTIĞIMDA, HEPİMİZİN HAYATINDA BU KADAR ETKİLİ OLAN BİR ALAN: Yaklaşık 40 yıla doğru giden İstanbul anılarımın büyük bir bölümünün odağında burası var. Her ne kadar kampüsüm burası olmasa da okuduğum üniversite, İstanbul Üniversitesi'nden tutun ticaret yaşamından, gezip öğrenme konusunda odaklandığım alan Tarihi Yarımada. 40 yıla dönüp baktığımda, hepimizin hayatında bu kadar etkili olan bir alan, ne acı ki ihmal edilmişlikler, gecikmişlikler, özensizlikler, yapılan geri dönülmesi mümkün olmayan hatalar, bir kısım geciken işlerin insanlara verdiği sıkıntılar... Bütün bu konulara baktığımızda, ‘Bu alan için yapacağımız çok şey var ve hızlıca hareket edeceğimiz çok şey var’ diye karar verdik. Bu gördüğünüz stantlarda oluşan bütün hamlelerimiz -ama bitmiş ama süren ama yapılması planlanan- fikre açık bu platformumuz. Tarihi Yarımada’nın çok yakın zaman diliminde, yani 2030’u bile hedefleyen sürecinde, olağanüstü güzelliklerle bizi buluşturmaya namzet.

BİRİNCİ HEDEFİMİZ, 3 İMPARATORLUĞA BAŞKENTLİK YAPMIŞ TARİHİ VE KÜLTÜREL BU MİRASI KORUMAK VE İYİLEŞTİRMEK: İstanbul ve onun kalbi Tarihi Yarımada'yı gelecek açısından düşünürken, iki temel hedefimiz olduğunu sizinle paylaşmak istiyorum. Birinci hedefimiz; dünyaya mal olmuş, 3 imparatorluğa başkentlik yapmış tarihi ve kültürel bu mirası korumak ve iyileştirmek. Çünkü, şimdi korumazsak, bugüne kadar ne yazık ki acı bir biçimde kaybettiklerimize baktığımızda, yarın çok geç olabilir. İkinci hedefimiz; kent, kültür, tarih ilişkileri açısından Tarihi Yarımada'dan hem öğrenmek hem de büyük dersler çıkartmak. Yarımada gibi tarihin neredeyse damıtıldığı yerler, deneyimleri ve birikimleriyle yol gösterme konusunda eşsiz bir laboratuvar ve aynı zamanda müzakere alanı, demokratik bir platformu oluşturuyor. Bu tür birikimi ve sağladığı zemini hakkını vererek anlayabilmenin, uzun ve geniş bir bakış açısını da gerektirdiğini biliyoruz.

İSTANBUL, RANT BASKISI VE KONTROLSÜZ MÜLTECİ YIĞILMASI GİBİ SORUNLARLA MÜCADELE EDİYOR: İstanbul, günümüzde, rant baskısı ve kontrolsüz mülteci yığılması gibi sorunlarla mücadele ediyor. Küreselleşme süreçleri, beklentinin tam tersine hem jeopolitik hem de toplumsal düzeyde sürtüşme, çatışma ve gerilimleri de artırmış durumda. Bugün geldiğimiz noktada, ‘Bu çelişkiler dünyasında bir arada yaşayabilir miyiz’ sorusu önemli hale gelmiştir. Yeryüzünde bu sorunun anlamlı bir biçimde yanıtlanabileceği bir mekan var ise gerçekten derininden gelen izlerle bunu gösterecek ana mekan Tarihi Yarımada'dır. Yarımada, üç küreselleşme döneminde, farklı kültürlerin etnik ve dini grupların, siyasal sistemlerin ve yönetim anlayışlarının damıtıldığı bir mekân olarak, olumlu ve olumsuz deneyimleriyle dünyanın dört bir köşesinde sorulan ‘Bir arada yaşayabilir miyiz’ sorusuna yanıtın verilebileceği en doğru yerdir. Yarımadanın tarihine ve bugüne bakan herkes, aynı yanıtı verecektir. Elbette bir arada yaşayabiliriz. Bu, bizim için en doğrusu ve en güzeli olur. Tam da bu nedenle göreve geldiğimiz günden bugüne, koruma kullanım dengesini son derece hassas biçimde gözeten, tarihi miras bakışıyla yarımadaya odaklandık.

BEYAZIT MEYDANI BULUŞMA VE MÜZAKERE MEYDANI OLARAK ÖNE ÇIKACAK: Tüm bu projelerin geri planında bir hikâye de var. Tarihi Yarımada'da bu bölgenin tarihinden, üç küresel döneme yayılan birikiminden süzülüp gelen büyük bir hikâyeyi geleceğe taşımanın da sorumluluğunu yönetiyoruz. Tarihi Yarımada, artık eşsiz tarihi ve turistik değerlerinin yanı sıra, sadece İstanbul ve Türkiye için değil, tüm dünya için ‘Bir arada yaşayabilir miyiz’ sorusuna güçlü bir biçimde, ‘Evet’ yanıtı veren, buluşma ve müzakere meydanı olarak öne çıkacaktır. Saraçhane'deki belediye binamızın uluslararası bir merkeze dönüşmesi, buranın bir toplantı, bir hafıza, bir kütüphane ve aynı zamanda konvansiyon merkezi şeklinde kullanılması yönünde bir çalışmayı da başlattığımızı duyurmak istiyorum. Yani aslında halka ait bu yuvayı, bu yeri, bu mekânın, bütün dünyayla paylaşarak, bu evrensel duyguların, tarihin derinliklerinden gelen biçimini, damıtılmış bir biçimde bütün dünyaya aktarabilmenin merkezi olsun istiyoruz. Bu birikimi bir yandan taçlandırmak, bir yandan da yerel ve küresel düzlem halinde insanlığın hizmetine daha etkin bir biçimde sunma zamanıdır.

ÖZÜNE SADIK KALARAK, YAPI VE ALANLARI, GELECEĞE HEP BİRLİKTE TAŞIYACAĞIZ: Tarihi Yarımada'da gerçekleştirdiğimiz projeler ağırlıklı olarak koruma odaklı olacak. Bu çerçevede özüne sadık kalarak, miras olarak gördüğümüz yapı ve alanları, geleceğe hep birlikte taşıyacağız. Projelerimizin dikkate değer bir bölümü de ulaşım alanında olacak. Burada özellikle meydan, cadde ve sokak düzeninde ciddi bir düzenleme sürecini hayata geçiriyoruz. Ve önemli bir karar alacağız. Karbon salınımı düşürmenin böylesi bir alanda ne kadar değerli olacağını, bu tarihi alana da en önemli anlamda hasarı azaltacağı gibi, çok büyük kalite katacağını da buradan belirtmek istiyorum. Âtıl durumda olan alan ve yapıları bölgenin ruhuna uygun bir biçimde hem toparlıyor, restore ediyor, inşa ediyor, aynı zamanda işlevlendiriyoruz. Alanı kullanan gençleri hissedilir kılmak istiyoruz. Gençlere yönelik, Gençlik Merkezi projelerini de hayata geçiriyoruz. Meydan ve kamusal alanlara, şu an içinde bulunduğumuz Beyazıt Meydanı'nda gösterdiğimiz özenli çalışma gibi, özel bir önem veriyoruz. Projelerimizle, kamusal alanları değil ama kabul edilemez birçok durumu ortadan kaldırıyoruz.

İSTANBULLULAR SERGİYE DAVETLİ: Özellikle de pazar günlerinin bu bölgede daha sakin bir trafiğe sahip olmasıyla bütün ailelerin, çocuklarla, gençlerle buraya gelip bu projeleri görmesini mutlaka istiyorum. Gelin, görün, düşüncelerinizi ve önerilerinizi bizimle paylaşın. Tarihi Yarımada'nın ortaya çıkmaya başlayan bu yeni halini, doya doya yaşayın. Gelin siz de Tarihi Yarımada'nın geçmişten geleceğe aktardığı o güzel hikâyenin tüm insanlığa verdiği o eşsiz mesajın bir taşıyıcısı olun. Farklılıklarınızı koruyarak birlikte olabileceğimizi ve birlikte yaşayabileceğimizi, milletçe barışın ve huzurun kendi şehirlerimizde, ülkemizde ve de bütün dünyaya örnek bir biçimde sunacağımız bir yaşamı inşa edebileceğimizi, tam da İstanbul'dan, Tarihi Yarımada'dan en güzel şekilde gösterebiliriz. ‘Yaşayabiliriz’ değil, unutmayalım ki yaşamalıyız. Farklılıklarımızı koruyarak, birlikte yaşamalıyız. Bizi huzura ve mutluluğa, insan olmaya götüren şey, budur." 

"LÜTFEN BİR BİLGİ SAHİBİ OLSUNLAR, ONDAN SONRA FİKİR YÜRÜTSÜNLER"

Ekrem İmamoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, bir süredir kamuoyuna yansıyan ve İBB Meclisi'nde de AKP'li üyelerin dile getirdiği, Tarihi Yarımada'da bulunan Roma Hipodrumu'nun açığa çıkarılması halinde bazı tarihi yapıların yıkılacağı yolundaki iddialara ve tepkilere ilişkin şunları söyledi:

"Görüşenlerin, konuşanların muhtemelen bir bilgi eksikliği ya da bilgi sahibi olmadan ortaya bir fikir koyma anlayışını ortaya koymuştur. Kötü düşünmek istemiyorum. Umarım kötü niyetli değil de sadece o eksikliği ortaya koymuştur, diyelim. Yani lütfen bir bilgi sahibi olsunlar, ondan sonra fikir yürütsünler. Buraya davet ediyoruz. Zaten onun için burası açıldı. İstanbul'da ne varsa, yapılan ve yapılmak istenen, hepsini burada yarımadayla ilgili vatandaşa servis edeceğiz, sunacağız. Ve eminim ki görecekler ki, burası onlar için çok aydınlatıcı, çok sahiplendirici bir merkeze dönüşecek. Görüldüğü üzere burası sadece bir tarihi dokunun, tarihi mekânın izlenebildiği, hissedilebildiği bir alana dönüştü. Öbür türlü o gittiğimiz, sadece beton kaplı ya da sadece taş kaplı alanlardan, sadece geçip etrafa bakıyorsunuz. Ama şurada inanın, iğne atsanız yere düşmeyecek kadar turist, bir araya gelip, o sahayı deneyimlemek, o zemine basmak arzusunda olacaklardır." 

SERGİDE TOPLAM 60 PROJEYE YER VERİLDİ 

“Antik Çağ'dan Günümüze 3 İstanbul 1 Tarihi Yarımada- İBB Tarihi Yarımada Projeleri Sergisi”nde, toplam 60 proje yer alıyor. Sergi, miras yapı ve alanlarını geleceğe taşımayı, âtıl durumdaki eserlere yeniden işlev kazandırmayı amaçlıyor. İstanbul Vizyon 2050 Strateji Planı çerçevesinde hazırlanan projeler; Ulaşım-Altyapı, Kentsel Tasarım- Rekreasyon, Kültür-Sosyal- Spor Tesisi ve Kültür Varlıkları olmak üzere 4 kategoriden oluşuyor. Sergide, İBB Miras’ın Tarihi Yarımada’nın kültürel mirasının ve tarihi kimliğinin korunarak geleceğe aktarılması için hazırladığı koruma amaçlı uygulamalar ve projeler yer alıyor. Ayrıca araç trafiğinden büyük ölçüde arındırılmış, erişilebilir, yürünebilir canlı meydan ve sokakların oluşturulması için geliştirilen ulaşım projeleriyle ilgili detaylara da sergide yer veriliyor. Gençlere yönelik spor tesisleri, sosyal/kültürel merkez projeleri ve Tarihi Yarımada’nın kimliği ile uyuşmayan yapıların yeniden işlevlendirilmesi gibi gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan çok sayıda proje sergilenen diğer içerikler arasında yer alıyor. Tarihi Yarımada'nın küresel birikiminden faydalanarak oluşturulan plan ve projeler, kültür varlıklarından ulaşıma, kentsel tasarımdan sosyal tesislere kadar çeşitli başlıklarda İstanbulluların öneri ve görüşlerine sunulacak. Sergi, ekim ayı boyunca tüm İstanbulluların ziyaretine açık olacak.

Güncelleme Tarihi: 17 Ekim 2022, 14:46
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER