Her tercih bir vazgeçiştir

Hayatımızın 3'te biri uykuda geçiyorsa kalan kısmın yarısı da bir şeyleri bir şeylere tercih etmek ile geçiyordur sanırım. Sayısız kez yapmak zorunda kaldığımız bir konuda ustalaşmış olmamız beklenmeliyken biz hala ilk seferiymişcesine bocalıyor acemilik çekiyoruz oysa ki.

Bir tercih de bulunduğumuz zaman sadece alternatifler arasından birini seçmiş olmuyor aynı zamanda diğer tüm alternatiflerden vazgeçmiş oluyoruz aslında.

Burada can alıcı nokta ki burada bir deyim kullanmak değildi derdim gerçekten can alıcı olan nokta tercihlerimizi yaparken kalbimizi mi yoksa mantığımızı mı kullandığımızdır. Eğer kararlarında çıkış noktası mantığın ise emin ol yanlış yapma şansın olmaz asla çünkü mantık senin en büyük yalancındır. Onun işi bu, her zaman bir bahane üretir yüreğini soğutacak olan, içini yemek için sıraya girmiş kurtları ilk dışkılamada kanalizasyona yollayacak olan.

Mesela savaşmayı tercih ediyorsan barıştan daha doğrusu barış ortamını savaşmadan sağlama ihtimalindan vazgeçmiş oluyorsun. Barış için savaşmak gerekliliğine inandırır seni mantık. Ve öyle geniş geniş konuşup der ki peşin satan misali "Kaybetmeden kazanamazsın, muvaffak olman için kayıpları göze almalısın, analar bu evlatları bu günler için yetiştirmedi mi" Hayır bugünler için yetiştirmedi, senin için dünyaya getirmedi, kim bilir ne çile çekti, aç kaldı, uykusuz kaldı, o hayatta kalsın diye hayatından vazgeçti belki. Ama sen mantıklı bir insansın, canından olanların canlarını da masalına inandırırsın, toprak, sınır, ümmet, millet, biz, onlar sana bahane mi yok. Oh mis oldu be, hepimizin içi rahat şimdi, değil mi?

Her savaş barıştan vazgeçiştir.

Salt mantık içeren her karar bahanesini de beraberinde getirir.

Özgürlükler ülkesi demokrasi götürme amacı ile yaptığı işgallerde insanoğlunun en temel hakkı olan yaşam hakkını dahi ellerinden almadı mı o bölgede yaşayan halkların? Kazanılabilecek hangi demokratik hak kapatabilir böylesine kuyruklu bir demokrasi yalanını?

Bir eline erdemli bir sebep ve bir ideal, diğer eline kaleşnikof tutuşturup dağlara gönderilen insanların gözleri de boyanmadı mı yine mantığın bahaneleri ile? Ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların hakları öldürerek kazanılabildi mi sanki bugüne kadar... Savaş doğru bir karar ise bugüne kadar olumlu tek bir adımın dahi atılamamış olması, yiten canların nicel artışından başka bir değişim yaşanmaması çok saçma gelmiyor mu sana da?!

Kalbini de devreye sokarsan eğer kararlarını verirken dilin varmaz bahanelerin arkasına sığınan, can alması kaçınılmaz olan bir savaşı onaylamaya.

Her savaş kaybediştir, barış umudunu, toprakları, ağaçları, hayatları, zamanı, inançları, anıları, kalplerimizi ve verilecek her bir doğru karar ihtimalini.

Kalp ile verilen her karar doğrudur. Hatta ...kötü sonuçlar doğursa bile doğrudur...

Kendine yalan söyleyerek verdiğin her karardan çok daha doğrudur.

YORUM EKLE
YORUMLAR
nurankr
nurankr - 6 yıl Önce

merhaba pelin hanım ,
yazınızı çok beğendim. kaleminize ve yüreğinize sağlık.
başarılarınızın devamını diliyorum.
bir sonraki yazınızı sabırsızlıkla bekliyorum...
sevgiler....