Kızmayın bana

Ben Nil’im, Tuna,Fırat,Dicle gibiyim;akmak zorundayım,sizin gibi doğduğum yer değil vatanım,yurtsuz,bir göçebeyim...

Her susuz toprak benim;çünkü, bana vurgun bana sevdalı...

Ben seni sevdim diye suçlama beni,zira çoğunuz gibi, bencilim ben de bir parça..

Ben seveceğim,sen ise sevileceksin kaderin bu!Ben her geçtiğim yeri sevmek zorundayım; sanma ki,bi-vefayım,yazgım böyle...O topraklar bana muhtaç,bende onu doyasıya sevmeye...

Ben şairim;akıp geçmek zorundayım zamandan,göklerden yıldızlar gibi..Bazen ise kaybolmalıyım bir dağ koyağında,derin bir vadi ve kanyonda; kendi şarkımı söyleyip kendi kendime,kendimle baş başa kaldığım zamanlarda,geceleri ise zaten hep yalnızım yatağımda...

Bazen özgürlükten sıkılırım,bazen serserilikten,bazen kollarıma vurulan kelepçelerden;ama, senden asla..Senin sevdiğin çiçekleri,gülleri sularım,gölgelendiğin  ağaçların damarlarına sızarım, ve şu sonsuz ekin tarlalarına sırf senin için...

Sevdirmeye,sevilmeye ne kadar hazırsın,hadi sevdirme,hadi sevilme !..

Seni sevdim diye suçlama beni;seni seveceğim, istemiyorsan lütfen hadi ört,gizle yüzünü bana!.

Ben hep severim;sevdiğimi de, arada bir ağlayınca göz yaşımı silmek için koynumdaki tülbentte saklarım.

Onu, uzun durmadan yazdığım mektuplarla, şiirlerle büyütürüm,kimselere demem;şu karlı yamaçlar kadar mağrur,şu tepede tek başına duran alıç ağacı kadar ketum'um..

Ben, kötü bir aşığım!.. Arkamda serpiştirerek giderim suna boyunlu,  güzel gözlü,ay yüzlü sevgililerin makberlerinde saklarım dünün o eşsiz hatıralarını...

Önümde ise, en sevilesi taze filizler başak verir,yollarımı gözler durur,büyüyüp serpilmek için..

Kırılma bana! Ben,ezeli bir yasaya ram edildim ta hilkatten...Siz, ölerek kurtulabilrisiniz;oysa ben her sevdanın kızıl nehirlerlerinde boğulurum,o yay kaşlardan gelen oklarla kaç kere vurulurum,bir bilseniz.?

Her sevdalıyla ölerek makbere girerim sayısız kere..Heyhat,önümde ise ne mihraplar yükselir...

Kıskanıyorsanız, sevdirmeyin bana kendinizi ben buyum,sizde bu kadar sevilesi olmasaydınız ya.? Bir taze filizken sizi mektuplarımla büyüttüm bak..Zamanın en gerisinden seslendim size,önünüz sıra,ayaklarınızdan öperek geçtim gittim ya...

Sevmek için sürgün edilmiş bir ezeli aşığım ben,kimse kusura bakmasın,işim; sevmektir,en sevilesi sevgiliyi bulmaktır..

En çok ta bir Nil’e benzer kaderim, için suyumdan kana kana;bak, Kızıldeniz nasılda bekliyor yutmak için beni...

YORUM EKLE