Kolay olmadı

80. Yıl olmuş...

Bu zaman aralığı; ebediyete akan  zamanın  içinde bir faninin kayıp bir gidişi, ve o güzel yüzü yitirmişliğin  özlemi değil yalnızca...

Kendi zamanlarına damgasını vuran bir altın kuşağın; yoksulluğun ve sefaletin  sarı  benizli yüzüne takılmadan, kızgın bir güneşin altında, altın bir köprüden geçercesine geçip, tozlu Anadolu yollarında izlerini bırakarak  gidişleriyle birlikte, tıpkı bir takım yıldızı gibi göklerdeki yerlerini çoktan aldılar bile...

Biz onların, tarihin içinde, zaman zaman  zuhur eden, vahşi bir sel'ce yutulan ulusların yaşadığı o Nuh tufanı günlerden çekip aldıkları bir millet,bir devlettik...

Onlar,ateşle,çelikle,açlıkla  defalarca sınanan bir halkın  simsiyah bahtından doğmuş bir güneş timsali,zamana ve ebediyete tarihin fısıldayışıydı...

Onlar,bu gün ölüm günü olan Mustafa Kemal ve onun şahsında Türklüğün altın kuşağıydı..hepisini selam ve rahmetle anıyorum.

Kaç cephede birden aynı anda katre katre eriyişin trajik bir destanıydı yaşananlar,bir düşünün hele...

Adı, mehmet olan yüz binlerce delikanlının toprağa düşüşüydü,kapkara bir zamandı,hasılı...

Adıyla ,sanıyla Türk milletiydik !..

Bu gün bize çemkiren etnik solucanlar hep var oldu; dünde,halda ve  bu topraklarda varsın olsun,ister bir hanedanla birlikte anılsın adları,ister önüne ve ardına bir takım kavramlar ve isimler konularak anılsın hiç fark etmez.. Onların adı dün; Ali Kemal,Damat Ferit,Derviş Vahdeti,Mustafa Sabri vs. idi..

Yaşamak, elbet onlarında hakkı bu topraklarda,yalnız bir tek şartla! O da, hilkatlerine yaraşır ve yakışır olmalı,onu seçmeli..

Biz, kaybettiklerimizin elbet yasını tutarız, lakin;var oluş sebebimize olan iman asla zedelenmemeli,ondan şüpheye düşülmemeli...

Bizi hakir görenler,adımızı söylerken yüzünü buruşturanlar!

Biz tufana boyun eğmemişken,bu gün suskunluğumuza bakarak, siz tufeylilerin milli  irademize söz edişinize ,unsuru asli olan Türk milletini itibarsızlaştırmaya gücünüz yetmeyecek.

O, aklınıza nereden esiyorsa bir sürü etnik isim sayarak bizim yurdumuz vatanımız  üzerinde gizliden bir zilliyet davası güttüğünüzü seziyoruz,farkındayız: topraklarımızda ağaç diye çalı diktiğinizi görüyoruz.

Biz; her insanın değil bu topraklarda, bütün yeryüzünde soyu,sopu,inancı ve dili her ne olursa olsun seven ve sayan bir medeniyetin çocuklarıyız.

Hak,adalet,hürriyet ve eşitliği şiar edindik. Hiç bir topluluğun adı,dili,dini bizi rahatsız etmez;tabi ,sizler istisnasınız,  her kimseniz..?

YORUM EKLE