Korintli meçhul kız

Uzun yıllardır cuma ya da cumartesi günleri eğer çok yoğun değilsek, ofisi çok yakınımda olan makina mühendisi arkadaşımla bir çay ya da kahve molası verip sohbet ederiz. Bazen bu buluşmaları daha kalabalık bir grup halinde de yaptığımız oluyor ama en azından biz ikimiz her hafta buluşmak için çaba gösteririz.

Geçen hafta, iyi ki bir kafede oturmak yerine yürümeyi tercih ettik ve iyi ki dönüş yolunda bir parkta parlak yeşil, gür yapraklar dikkatimi çekti. Ne olduğunu öğrenmek için fotoğraf çektim ve akşam masama oturup araştırmaya başlayınca sanki yine önüme uçsuz bucaksız deryalar açıldı.

Bitkinin adının akantus olduğunu okuyunca yapraklar gözümde adeta devleşti, çünkü "akantus yaprağı" eski çağlarda çeşitli süslemelerde kullanılan, arkeoloji ile ilgili belgesellerde hep kulağımıza çalınan meşhur ve klasik motif idi. Bu yüzden bitkiden bahsetmeye, yaprakların nasıl stilize edilip bu kadar geniş alanda kullanıma sahip olduğu konusundan başlamak en doğrusu.

Mimar ve mühendis Vitruvius; M.Ö. I. yüzyılda yazıldığı düşünülen "Mimarlık Üzerine On Kitap" adlı eserinin 4. kitabının 1. bölümünde, klasik sütun başlığı tarzlarından "Korint stili"nin doğuş hikayesine yer verir. Korint, antik dönemde Yunanistan'da bir şehir devleti olup, bugün, eskiden bulunduğu yerde yapılmış olan kanalla hatırladığımız antik bir yerleşimdir. Orada yaşamış ve evlenme çağında hastalanıp ölmüş bir genç kızın mezarına, cenazesinden sonra dadısı bir sepet içinde sevdiği şeyleri koyar. Eşyaların zarar görmemesi için sepetin üzerine de düz bir kiremit yerleştirir. Rastlantı eseri, sepetin altında bir akantusun kökleri bulunmaktadır ve ilkbahar geldiğinde filizlenen bitki, ortasında bulunan ağırlık sebebiyle yapraklarını kıvrımlar halinde sepetin kenarlarından çıkartır. Bir başka güzel rastlantı olarak, Atinalılar tarafından "çok yetenekli" lakabıyla anılan heykeltraş ve mimar Kallimakhos, mezarın yanından geçerken bu manzarayı görüp ilham alır ve yeni bir sütun başlığı tasarlar. (Şu adreste bulunan yazının 11. maddesinde bunu canlandıran bir görsel bulunmakta: http://www.vitruvius.be/boek4h1.htm). Dor ve İyon stili başlıklara nispeten Korint stili başlık, çok daha detaylı ve üretilmesi zahmetli bir sütun elemanıdır.

Çeşitli şehirlerdeki sütun başlıklarından sonra yaprak formu dekorasyon, mobilya, mücevher gibi pek çok alana yayılmış olan akantus; eski çağlarda yılan zehirlenmelerine karşı kullanılmış, Akdeniz bölgesine özel bir bitki. Akantus adı, dikenli çiçek/bitki anlamına geliyor ve iyileştirici özelliği sebebiyle tanrı Apollon ile ilişkilendiriliyor. Her yıl kökünden kendi kendine yeniden canlandığı için de ölümsüzlük ve yeniden doğuşu sembolize ediyor.

Romalı Vitruvius ile aynı yüzyılda Romalı şair Vergilius (Virgil), İlyada ve Odysseia destanlarına rakip olacak, Roma'ya şerefli bir kuruluş öyküsü hediye eden bir destan yazmaktadır. Kahraman Aeneas'ın Troya Savaşından sonra yaşadıklarını anlatan Aeneis (Aeneid) adlı eserde Troyalı Helen; akantus yaprakları ile süslü bir elbise ile betimlenmiştir.

Bitkinin yerel adını öğrendiğimde geçen yıl nisan ayında fotoğrafını çektiğim güzel çiçeği hatırladım ve şaşırdım. Ben onu ayıpençesi olarak öğrenmiş, akantus adından bihaber olarak, bitkinin efsanevi yanını keşfetmeyi bugünlere bırakmışım...

İyi haftalar...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ahmet Koç
Ahmet Koç - 3 yıl Önce

Ne güzel doğa ile konuşmak bir cicegi anlatmak başkalarının anlaması ona değer vermesi ne güzel Ayi bençesi

Ahmet Koç
Ahmet Koç - 3 yıl Önce

Ne güzel doğa ile konuşmak bir cicegi anlatmak başkalarının anlaması ona değer vermesi ne güzel Ayi bençesi