Kuşakların yazgısı

19. Yüzyılın son çeyreği, 20. Yüzyılın başlarında doğan kuşak analatik düşünme disiplini sonucunda; doğdukları toprakların,tabi ki dünyanın  siyasal,kültürel ve iktisadi hayatı üzerinde kökten devrimleri,radikal değişim ve gelişmeleri başlattı ve başardılar...

Sonuç olarak, başarılı olsa da olmasa da insanlığın hafızasına değişimin güçlü dili ve eli olarak  silinmez bir şekilde kazındılar...

Şimdiki zamanın ve çağın kuşakları olarak, hem doğduğumuz topraklarda,hem dünyada onların mirasını sonuna kadar kullandık ve tükettik...

Şimdi oldukça yorgunuz,bitirmenin hoyratlığını,hazıra konmanın kolaycılığına doyduk.Kötü bir mirasyedi olarak, hiç hak etmediğimiz şu bilişim çağı ve onun bize taşıdığı  ezberci bilginin koynunda zahmetsiz ve sarhoş olarak yaşıyoruz...

Bütün iddia ve amaçlarını yitirmiş sefil insanların gözünden bakıyoruz  son hızla tüketilen topraklarımıza ve  dünyaya...

Geçen  yüzyılın; pozitif aydınlanmacı,idealist ve romantik sosyolojik yaklaşımları kısa zaman  içinde ulaştığı insan kitleleriyle, özellikle okumuş gençlikte akis bulan  yaşadıkları ülkelerin kadim sıkıntıları,kronik saltanat ve yönetme biçimlerine isyan eden ve önermelerde bulunan,ellerinde sımsıkı tuttukları manifestolarıyla sonunda amacına muvaffak oldu,bütün ülkeleri saran özgürlük meşalesi sınırları ve kıta'ları dolaşarak Asya ve Avrupa’da büyük değişimlerin öncüsü oldu ve dünyamız ilk defa doğru dürüst bir nefes aldı..

Daha sonraları ise; toprakları çölleştirilmiş,ekilemez edilmiş kara Afrika’nın zayıf bedenli ,aç çocuklarının elleriyle kazdıkları topraktan çıkardıkları altınla,sanayinin  bacalı bacasız mabetleri önündeki sunaklarda emeği ve hayatı çalınanlar var! Ve çalanlar.. Onlara ses etmeyen yargıçlar,öbür tarafla korkutan ruhbanlar ve  o değişmez geleneksel ittifaklarıyla nelerin satın alınabileceğini tüm dünyaya gösteren geçen asrın sabık muktedirleri gözümüzü açtı...

Dünün müstevlileri, daha sinsi plan içinde plan yapan eğitim,pazarlama ve tüketim yoluyla gelecek kuşakların bilinç,ruhu ve vicdanını çalarak amaçlarına hizmet edecek duygusuz,vicdansız nesillere en büyük yatırımı yapmaktalar...

Peki biz bu çağın kuşağı olarak ne yapacağız? Bu soruyu algılamak ve cevaplamayla geçen kısır tartışmaların telafisi yok ve asla olmayacak; çanlar bizim için çalıyor,okunan sela da adı geçen biziz...

Bir sonra ki yüzyılda okunacak ne bir hikayemiz,ne bir destanımız olacak bu gidişle...Neslimize,dünyamıza ve doğduğumuz topraklara karşı sorumluluklarımızı yerine getirmediğimiz şimdilik tek gerçekliğimiz... Öyleyse şimdi dünyanın daha büyük devrim ve ihtilallere ihtiyacı var... Işık ve esin kaynağı olacak insanlar, bizi geçen asrın penceresinden izlemekteler..

YORUM EKLE