Muazzez Abacı: Öldüm ve geri geldim

Dünya devi A+E’nin ünlü ve ödüllü kanalı “Lifetime tv” Türkiye’de Nisan 2016’da başlayan yayın hayatına tüm hızıyla devam ediyor. Kadınlara umut olacak, ilham verecek yepyeni projesi #seninmucizen ‘in beşinci bölümü Türk Sanat Müziği’nin ünlü sesi Muazzez Abacı ile devam etti.

Muazzez Abacı: Öldüm ve geri geldim

Kısa sürede ekranların fenomen programı haline gelen #seninmucizen ‘de bu haftanın konuğu olan ünlü ses sanatçısı Muazzez Abacı, sanat hayatının başlangıcından, çalkantılı evlilik hayatına, kızı ile olan kuvvetli ilişkisinden, sanat dünyasında yaşadığı zorluklara kadar bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Muazzez Abacı daha 6 yaşındayken şarkı söyleyerek sanat hayatına başlaması ile ilgili “Rahmetli dedem beni haftasonları Ankara Ulus’ta müzik sevenler cemiyeti diye bir cemiyete götürürdü. Orada Türk sanat müziği şarkıları söylerdim.Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Mümtaz Tarhan gibi başka bakanların da olduğu bir baloda şarkı söyledim. Celal Bayar “Üsküdara gideriken şarkısını istiyor” dediler. Söyler misin diye sordular ve söylerim dedim. Rahmetli Bayar, Ankara Koleji'nin fahri başkanı idi. Bu şarkı sayesinde ben de kolejli oldum. Daha sonra annem beni Ankara radyosundaki sınavlara zorladı ve sınavlara kaydettirdi. 6.000 kişi içinde 30 kişi alacaklardı. Sınavı kazandım, 5 sene sabah 09:00 akşam 17:00 eğitim gördüm” dedi.

Türk Sanat Müziğinin kraliçesi Muazzez Abacı hayatına dair önemli konuları #seninmucizen 'de Lifetime TV Başkanı Esra Oflaz Güvenkaya’ya ve programın moderatörü Lütfiye Pekcan’a anlattı. Muazzez Abacı’nın başarı, aşk ve tutku dolu hayatı izleyicileri şaşkına çevirdi!

Ölümle burun buruna geldim, kendimi mağaranın içinde gördüm

Maksim Gazinosunda çalıştığı yıllarda geçirdiği pnömoni(zatürre) rahatsızlığı ve sonrasında hayatında neler değiştiği ile ilgili; “Maksimde çalışıyordum iki gün şiddetli ateşim var ve gribim diye antibiyotik alıp sahneye çıkıyordum. Neticede hastalık sebebiyle sahnede baygınlık geçirip düştüm. Apar topar hastaneye kaldırıldım ve yoğun bakıma alındım. Saba’ya haber vermemelerini tembih etmiştim fakat beni dinlememişler. 3-4 gün sonar Saba elimi tutuyordu, onun benim elimi tutması ile uyandım. Saba Amerika’dan gelmişti, o gece sabaha kadar başımda durmuş hatta yoğun bakıma yanıma gelmesine izin vermemişler Hasan rica etmiş ve yanıma girmesini sağlamış. Ben ölümle burun buruna geldim, o yoğun bakımda uyanana kadar geçirdiğim 3-4 gün ile ilgili sadece rüyamı hatırlıyorum. Annemle babamı gördüm, babam kızımı özledim diyordu annemde ona hayır, özleme Saba var diyordu. Böyle bir mağaranın içinde, tuhaf ışıklı bir halde gördüm tüm bunları gerçekten gittim ve geri geldim. Zaten sezgilerim doğuştan açıktı, hastalık sonrası sezgilerimde daha da güçlenme oldu. Sonrasında 2-3 ay Saba baktı bana Amerika’da nefesim oldu...” dedi.

Hayatımın En Sevdiğim Anlarının Tamamı Kızım Saba İle İlgili

Amerika’da yaşayan kızı Saba Anderson’a olan sevgisi ile ilgili; “Saba’nın doğumu benim için çok önemliydi. Hani hayatınızda en çok sevindiğiniz anlar deseniz onun doğumu, onun Cerrahpaşa’yı kazanması ve torunumun olması...” diyen Abacı Hasan Heybetli ile olan ikinci evliliğinde kendisini yine kızı Saba’nın ikna ettiğini şu sözlerle anlattı; “Biz 2 kez evlendik Hasan ile. Saba bana “Anne 10 sene neredeyse hapishanede sırf seni düşünerek yaşamış. Bu kadar büyük bir aşka, bu kadar büyük bir sevgiye karşı gelinmez, ben tekrar beraber olmanızı istiyorum…

Hasan Heybetli ile Olduğum Dönemde Özgürlüğüm Kısıtlandı

Hasan Heybetli gibi insanlardan boşanmak kolay olmuyor

1 sene hapishanenin karşısında yaşadım, sokağa çıkmadım

İlk evliliği ve çok sevdiği kızı Saba’nın babası olan Abdurrahman Abacı ve daha sonra ülkenin gündemini uzun yıllar meşgul eden Hasan Heybetli ile yaşadığı aşk ile ilgili; “İlk evliliğimi annem istemedi ve benimle konuşmadı. Annemden ayrı kalmak beni harap etti. Annem çok prensipliydi. Sonra anneme gittim, “anne ben sensiz yapamayacağım” dedim. 2 sene sonra da eşimden ayrıldım ve Hasan Heybetli dönemi başladı. Güzel bir aşktı belki ama geçen yıllara üzüldüm. Üzülmedim desem yalan olur çünkü o hep hapishanedeydi. Hem gazinoda program yapıyordum hem o zaman medyanın çok gündeminde, en şaşalı günlerimi yaşıyordum, ancak bir yandan da hapishanelere gidiyordum. Sonradan artık o aşk başka bir hale geliyor yani onun durumuna da üzülüyorsunuz, ona ters dönemiyorsunuz vicdanen. Akşehir’de ev tuttum ve bir sene hapishanenin karşısında kaldım. O cama çıkıyor ve ıslık çalıyordu ben de evden cama çıkıyordum, ünlü olduğum için o dönem Akşehir’de hiç sokağa çıkmıyordum, bir gün isyan etmedim. Hasan Sinop Cezaevinde 14 sene ceza yedi, bu tarz adamlardan boşanmak kolay olmuyor, onların kitabında boşanmak yazmıyor. Ben bu ceza sonrası gittim Hasan’a ben bu kadar uzun süre gazinolarda çalışamayacağımı, onun ailesi ile yaşayarak onu bekleyemeyeceğimi ve yaşam tarzlarımızın çok farklı olduğunu anlattım o da bana hak verdi ve boşandık.” Dedi.

Sezen Aksu’dan Yıllarca Şarkı Almaya Çalıştım!

Türk Sanat Müziğinin Kraliçesi Muazzez Abacı içindeki sanat tutkusu ve son dönemde çıkardığı ‘Sezen’imin Şarkıları’ albümü ile ilgili; “Küçüklüğümden beri iyi bir sanatçı olmayı hayalden öte çok arzu ettim. Sevdiğim sanatçılar vardı onlardan feyz aldım. Bana hep çevremde iyi bir sanatçı olacağım söylendi. Sezen Aksu’dan şarkı almayı çok istedim, kaç kere gittim Sezen’e şarkı almaya… Çok eski, çok iyi arkadaşım, yıllar yılı beraber çalıştık. Mithat Can daha doğmadan gittim Sezen’den şarkı almak için ama olmadı…” dedi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER