Ramazan'da susuz kalmayın

Ramazan’ın uzun ve sıcak günlere denk gelmesi, beslenme düzeni kadar sıvı tüketimini de etkiliyor. Vücut, gün boyu susuz kaldığından iftardan sahur vaktine kadar bu eksikliğin telafi edilmesi gerekiyor.

Ramazan'da susuz kalmayın

Aksi halde bedenin sıvı - elektrolit dengesi bozularak, çeşitli rahatsızlıklar meydana gelebiliyor. Özellikle sıvı kaybına bağlı olarak mide rahatsızlıkları yaşanabiliyor. Ayrıca metabolizmanın uzun süre susuz kalması sonucu; bağırsak hareketlerinde yavaşlama, böbrek rahatsızlıkları, sindirim zorluğu, kabızlık ve kilo alma gibi birtakım rahatsızlıklar da görülebiliyor. Central Hospital’dan Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Salim Bereket, Ramazan ayında sıvı tüketiminin önemi hakkında bilgiler veriyor.

Metabolizmanın su ihtiyacı değişmez

Ramazan ayının sıcak aylara denk gelmesi, aç ve susuz kalma süresinin daha uzun olmasına sebep olur. Özellikle iftar ve sahur öğününde sıvı kaybının doğru bir şekilde telafi edilmemesi bazı sağlık sorunlarına sebep olabilir. Vücudun en temel ihtiyacı su olduğundan oruç tutarken de metabolizmanın su ihtiyacı değişmez. Aksine sıcaklar sebebiyle su ihtiyacı daha da artar.

Oruç tutan kişiler daha az sıvı tüketiyor

Yapılan araştırmalar oruç tutan kişilerin sıvı tüketimlerinde daha çok azalma olduğunu belirtiyor. İftar öğününde genellikle açlığı telafi etme odaklı bir yaklaşımda bulunulduğu için sıvı ihtiyacı gerektiği kadar karşılanamayabiliyor. Oysaki Ramazan ayında vücudun aldığı ve kaybettiği su miktarı doğru dengelenmezse, vücutta dehidrasyon yani ciddi oranda su kaybı meydana gelebilir.

Mineral kaybına dikkat!

Bir insanın günlük olarak kaybettiği su miktarı 1,5 - 2 litredir. Bu kayıp ter, idrar ve deri yoluyla gerçekleşir. Aşırı sıcaklar yüzünden sıvı kaybeden kişilerde mineral kayıpları da olur. Bu mineral kayıplarından en çok görüleni sodyum kaybıdır. Özellikle aşırı terleyen ve gün boyunca sıcak havaya maruz kalarak çalışmak zorunda olan kişiler risk altındadır.

Sıvı kaybına bağlı mide sorunları yaşanabilir

Vücuttaki su kaybı telafi edilmezse vücudun sıvı - elektrolit dengesi bozulabilir. Bunun sonucunda baş dönmesi, baygınlık hissi, bulantı, ateş ve kas krampları gibi semptomlar görülebilir. Nadiren de olsa bayılma ve tansiyonda düşme olabilir. Özellikle sıvı kaybına bağlı olarak mide rahatsızlıkları da yaşanabilir. Ayrıca metabolizmanın uzun süre susuz kalması sonucu; bağırsak hareketlerinde yavaşlama, böbrek rahatsızlıkları, sindirim zorluğu, kabızlık ve kilo alma gibi birtakım rahatsızlıklar da görülebilir. Bu sebeple kronik hastalığı olan kişilerin doktor kontrolünde oruç tutmaları gerekir.

Önlem alabilirsiniz

Ramazan ayında vücut, değişen düzene uyum sağlamakta zorluk çekebilir. Bu oldukça normal bir durumdur. Ama alınabilecek birkaç önlemle hem sağlıklı bir şekilde oruç tutulabilir hem de vücudun ihtiyaç duyduğu su ihtiyacı karşılanabilir. Öncelikle iftar ve sahur arasındaki zaman diliminde bolca su içilmelidir. İftar ve sahur öğününde tüketilen yiyeceklerin sebzelerden hazırlanmış sulu yemekler olmasına özen gösterilmelidir. Tüketilen besinlerin çok yağlı ve tuzlu olmamasına da dikkat edilmelidir. Özellikle sahur öğünü kesinlikle atlanmamalıdır. Vücut gün boyunca harcayacağı sıvıyı ve enerjiyi sahur öğününde alacağından, dengeli şekilde beslenilmeli ve yeterli seviyede sıvı alınmalıdır.

Sıvı ihtiyacı için sadece su yeter

Vücudun sıvı ihtiyacı mümkün olduğunca su ile giderilmelidir. Çay, kahve, meyve suyu, şerbet gibi içecekler ya da asitli ürünler tüketilmemelidir. Çay içilecekse de açık renkte ve az şekerli olmasına özen gösterilmelidir. Ter yoluyla kaybedilen sodyumun telafisi içinse ayran içilebilir. Ayrıca mecbur olmadıkça güneşin dik açıyla geldiği saatlerde dışarıya çıkılmamalıdır. Sıcak havalarda özellikle açık renkli ve pamuklu giysiler giyilmelidir. Sıcak havanın verdiği rehaveti atlatabilmek için de aralıklarla gölge ve serin yerlerde dinlenilmelidir. Çünkü güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmak, daha fazla terlemeye ve sonuçta daha çok susamaya neden olacaktır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER