9 yıl ' öz baba'sının cinsel istismar ve saldırısına maruz kaldı: Tehdit ediliyorum

Devlet kadınları korumuyor. Can güvenliği tehlikede olan kadınların kendilerini koruyabilmek için yasalardan kaynaklanan haklarını kullanmaları bile engelleniyor.

9 yıl ' öz baba'sının cinsel istismar ve saldırısına maruz kaldı: Tehdit ediliyorum

Muğla’da üniversite öğrencisi M.G. 9 yıl boyunca sistematik olarak babası Tuncay G.’nin cinsel istismar, saldırı ve ölüm tehditlerine maruz bırakıldı. Genç kadına babasının akrabalarından tehditler sürüyor.


Kadınlar, şiddet faili erkek tutuklansa bile kendilerini güvende hissedemiyor.

 
Birgün'den Dilan Esen'in haberine göre; Erkeğin çevresinden gelen tehditlere yargıya duyulan güvensizlik de eklenince kadınların yaşam mücadelesi giderek zorlaşıyor.

Muğla’da üniversite öğrencisi M.G.’nin yaşadıkları buna bir örnek. M.G., 9 yıl boyunca sistematik olarak babası Tuncay G.’nin cinsel istismar, saldırı ve ölüm tehditlerine maruz bırakıldı.

Son iki yıldır bu tehdit ve saldırılar daha da arttı. Yaşadıklarını yıllarca kimseye anlatamayan M.G., sonunda dayanamayarak 18 Ocak’ta savcılığa şikâyette bulundu. Tuncay G. ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘nitelikli tehdit’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ancak M.G. hâlâ güvende değil. Ölüm tehditlerinin sürdüğünü belirten genç kadın ‘çağrı üzerine koruma’ kararı aldırdığını, ama ne zaman 155’i arasa polislerin kendisini “Biz senin taksin değiliz” diyerek azarladığını söylüyor.


AİLEM VAZGEÇİRMEYE ÇALIŞTI


M.G., yaşadıklarını ancak 2 ay önce annesine ve kız kardeşlerine anlattığını söylüyor. M.G., “Ablamın da başına benzer olayların geldiğinden şüpheleniyorum. Diğer ablamın da o şahsın tacizine maruz kaldığına yönelik ifadesi var. Ama anlattığımda da ailem ‘Aman duyulmasın, düzenimiz bozulmasın’ diyerek olayın üzerini kapatıp normal yaşamlarına devam etti. Daha sonra dayanamayıp polise şikâyet ettim. 8 yaşındaki kardeşim de aynı şeyleri yaşamasın istedim” dedi.

Tuncay G. tutuklandı ama M.G.’ye yönelik tehditler bitmedi. Bu kez de babasının akrabaları ve çevresindekiler tarafından tehdit edildiğini belirten M.G., “Bana sürekli ‘Savcı, polis ayarladık. Biz bu olayı Ankara’ya taşıyacağız, bizim tanıdıklarımız var’ diyerek gözdağı vermeye çalıştılar.

Onlar yüzünden can güvenliğim tehlikede. ‘Savcı, polis ayarlarız’ diyen akrabalarım bu cesareti nereden buluyor? Olayın üzerinin kapatılmasını istemiyorum” diye konuştu. ,


 
Tehditler nedeniyle koruma ve uzaklaştırma kararlarının alındığını söyleyen M.G., “Ancak yetkililer koruma kararlarını uygulamak yerine sadece evrak işlerini tamamladılar, daha sonra benimle ilgilenilmedi” dedi ve ekledi: “Beni korumadılar, ihtiyaçlarımı sormadılar.

Sosyal hizmetlerden gelen erkek bir psikologla görüştüm ve kesinlikle benim halimden anlamayan biriydi. Bana hak vermemek için çaba sarf etti. Kardeşimin devlet koruması altına alınmasını istediğim zaman da bana ‘Kardeşinizi yurtlara alsak bile yeterli destek verilmez’ cevabını verdi.”

BİZ SENİN TAKSİN DEĞİLİZ


M.G., koruma kararlarını uygulaması gereken polislerin görevlerini yeterince yapmadığına da dikkat çekti. ‘Çağrı üzerine korunma kararı’ olduğunu hatırlatan M.G., gelen polislerin kendisine her seferinde “Biz senin taksin değiliz” gibi söylemlerde bulunduklarını aktardı. Polislerin devamlı kendisine zorluk çıkarttıklarını vurgulayan M.G., şunları dile getirdi: “Kanunen korunuyor gibi görünüyoruz ama uygulanmıyor. Hâlâ can güvenliğim yok.”

Polis kendine yük görüyor

Dosyanın savcılık aşamasında olduğunu anımsatan M.G.’nin avukatı Alev Öztürk de dosyada ‘tehdit suçunun nitelikli hali’nin de olduğuna dikkat çekti. M.G.’nin bu nedenle yıllarca susmak zorunda kaldığını aktaran Öztürk, şöyle konuştu: “Hem ‘nitelikli cinsel saldırı’ hem de ‘nitelikli tehdit’ suçundan bir dava açılmasını bekliyoruz. Dosyada adli tıp raporu da alınmış durumda. Kadın zaten cinsel saldırı nedeniyle travma yaşarken özellikle şüphelinin kardeşlerinin birtakım baskı ve tehditlerine maruz bırakılıyor. Baskı altında bırakabilecek kişiler hakkında uzaklaştırma kararı aldık. Can güvenliği olmadığı için polisler eşliğinde bir yerlere gidip gelmesi konusunda sıkıntılar yaşadı.”

“Aynı durumda olan birçok kadın var ve kadınlar sesini çıkartamıyor, yıllarca bu şiddet ile saldırıya maruz bırakılabiliyor” diyen Öztürk, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kadınların seslerini çıkarabilmesinin yolu devletin var olan yasaları tavizsiz, tartışmaya açmadan uygulatması. Bir kadın devletin kendisine sahip çıktığına inanırsa şiddeti uygulayan kişinin cezalandırılması yönünde bir hukuksal girişimde bulunabilecektir.”

Güncelleme Tarihi: 15 Şubat 2021, 12:54
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER