Yoga ruhsal bir ilerleme mi?

Seçil Karanlık, Gazete Mercek için kaleme aldı.

Yoga ruhsal bir ilerleme mi?

Bebekler doğdukları ilk yıllarda zihnen gelişmemiş olurlar. Onları izlediğinizde bir an önce ilgilendikleri bir nesne ile bir an sonra ilgilenmediklerini gözlemlersiniz. Çünkü bir bilgisayar gibi kayıt tutan zihinleri henüz yoktur. Geçmiş birikmez. Böylece bir bebek hep içinde bulunduğu o anla ilgilenir. Bebek bu sebeple yaptığı şey canını acıtmış olsa dahi tekrar yapar. Düşse hiçbir şey olmamış gibi kalkar bir daha koşar. Büyümektedir…  Zihin devreye girdikçe kayda alınan davranış sonuçları, bebeğin kendisini korumasına yardımcı olmaya başlar. Canı yanmıştır, bir daha sıcak su dolu bardağa uzanmaz. Bu durum bebeği (insanı) koruması açısından önemli bir gelişme evresidir. 

Fiziksel olarak gelişen tehditlerin yanında 3-4 yaşlarından sonra sosyal bir varlık olmaya başlayan bebek için artık sosyal tehditler de gelişmeye başlar; çevresiyle etkileşime girdikçe ayıp, günah, ceza, suç, iyi, kötü gibi kavramları öğrenir. Başlangıçta çevreden gelen  “yapma”  “etme”  “fazla gülme” “terleme” “üşütme” “saygılı ol” “duygularını bu kadar açığa vurma” gibi otomatik ikazlar bir süre sonra giderek içsel ses olarak yerlerini almaya başlar.  Bebeğin korku duygusunu zihnen ilk öğrendiği an, zihinsel bir hikaye başlamıştır. Örneğin bir an gelmiş ve çok utanmıştır. Aslında utanmanın ne olduğunu bile bilmemektedir. Çevreden (büyüklerden) gelen tepkiler ona utanması gerektiğinin, kötü bir şeyler olduğunun sinyallerini verir. Ve sonra yeni bir an gelir, bu yeni an o ilk utandığı ana benzemektedir. Zihin otomatik olarak o ana-anıya gider ve bebek tekrar utanır. Duyguları zihinle birleştirmeyi öğrenmiştir. Belki utanılacak bir durum ortada yok iken sadece o ana benzerliği nedeniyle duygular, zihni takip etmeye başlamıştır. Böylelikle sadece bir an, bebeğin tüm hayat senaryosu haline gelebilme potansiyeli barındırır. 

Peki insan (bebek) bununla başa çıkmak için ne yapar? Travmatik olarak yorumladığı tüm deneyimlerle (anlarla) bağlantısını kesmek için evrensel yaşam enerjisi ile de bağlantısını kesmeye başlar. Ruhundan, içsel varlığından giderek uzaklaşmaktadır. Zihnindeki iyi-kötü-güzel-çirkin yargıları ile birlikte kendini korumayı, duygularını gizlemeyi öğrenmiştir. Bedenen ve zihnen büyümeye devam etmektedir. O sınırsız coşku, yerini zihnin hakimiyeti altında özünü unuttuğu bir duruma bırakarak evrilmektedir! Bebek için iki-üç yaşına gelene dek evrensel enerji-yaratıcılık-ruhsallık-öz ile olan bağlantı tam ve mükemmeldir.   İlk önceleri yararlı görünen zihne düşme (ben bu duruma zihne düşme diyorum) davranışı, yaşam enerjisi-ruh ile bağlantıyı her kesiş, bebek büyürken o sonsuz yaşam enerjisi-coşku-ilahi sevgi-pür neşe hali adına her ne derseniz öz ile olan  ilişkiyi de koparmaya başlar. İnsan olmak deneyimi ruhsallığından bir kopuş ile birlikte başlayan bir süreç ise ve tüm yaşananlar zihnen ilk korkularına dayanıyorsa insanlığın tüm serüveni de zihinsel kurgularının bir toplamı mıdır?

Ruhsal olarak ilerleme; geçmişin sayısız hikayelerini fark edebilmek ve onlardan (zihinden) özgürleşebilmek ile ilgilidir. Ve aslında insanlığın bilinen anlamıyla “ilerleme” dediği şey zihnin bir ilerlemesidir. Bu anlamda ilerlemek geçmiş basamakları gerektirir. Tüm geçmiş anlardan ayrı, sadece sürekli olarak yine geçen “an” da kalmak ile ilgili bakıldığında “Yoga” için geriye doğru bir ilerlemedir diyebilir miyiz?

Bu konudaki düşüncelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.

Güncelleme Tarihi: 15 Kasım 2018, 15:23
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER