Ortak günahlar

Suç ittifaklarının,günah ortaklıklarının  her türlü inanç,düşünce ve kan bağının üzerinde olduğu,ilkesiz,ahlaksız  bir eylem bütünü olduğunu bidünya bilmekte...

Suçun nesnel dünyası ile,günah ilişkisi,günahın önce  kendi metafiziğini yarattığı,onun içinde iyi ile kötüye yer değiştirerek algılamasını,onu kendi lehine dönüştürüğü sanal bir konumlama şekli..

Bu noktadan bakarsak gördüğümüz şey;

Ülkemizde suç ve günahların üzerinden hafifçe geçildiği,yarattığı sorunların görmezden gelindiği,sebep olduğu yaraların açıkta bırakıldığı,ne kadar çok suç ve günah işleyen olursa onların daha güçlü çıktığı ve arsızlığın,hayasızlığın dal budak sardığı hakikatıdır...

Zalimin gürleyişi,mazlumun ahını örttüğü,yavuz hırsızların damdan dama yüzleri açık dolaştığı, ev sahiplerinin korkudan sindiği kentler hayat sürdüğümüz beldeler olduğudur..

Sokaklarından kir aktığı,umursamaz, kör ve sağır insanların kaldırımlarında dolaştığı,düşenin düştüğü yerde kaldığı,birbirlerini çiğnedikleri ve o yüzden; başıboşluk,amaçsızlık,insan soyuna sokak köpeklerinin küpesiyle eş anlamlı  gelmekte...

Fakileştirilmiş kitlelere bırakılan bir tanrı,çıkınında şükür etmesi için kocaman tevvüllerin ianesi  ve daha çok avunmaları için bırakılan birkaç öteberi...Diğer yanda gururlu,ceberrut,zırvalayan,çemkiren,azarlayan adamların durmaksızın attıkları ağulayan nutukları...

Herkesin şikayetten,çaresizlikten  başka bir şey bilmediği...Geçen her saat ve zamanın önünd,e kitleler halinde karanlık dipsiz bir uçuruma  sürüklenirken BİLE ‘’ben-sen,siz-biz’’ tekrarının usancı içerisinde ve bu uğurda yapılacak bir şey olmadığı, bunun ancak kader olabileceğinin zannedilmesinin korkuç cenderesinde verilen son nefesler...

Öbür dünyanın korkutuculuğu ve müjdesinin hesaba alınmadığı artık daha muhakkak..

Ne hesaba,ne kitaba itimat edilmediği acı bir gerçek..Suçların ve günahların her işlendikçe elde edilen,damakta kalan tadı şehvetli bir isteği yinelemektedir.Doyumsuzluktan obeze dönüşmüş günah ve suç baronlarının dünyasında işini en iyi yapanları, ilah seçmekteler..

Öyküsüz,kazanma ve başarma hikayesi hiç olmayan, hep sunulanı alması üzerine kurgulanmış bir sosyal ve kültürel hayatın tam ortasındayız.İtirazın olmadığı,kabullerin kutsandığı bir dünyaya çoktan kabul edilmişiz.

Ama bütün bunların olmadığı bir dünya ve gerçek yurttaş,birey mutlaka olmalı;bu da ancak gerçekten ‘ahlaklı ‘insanların önce bilinçte yapacağı bir ihtilalle mümkündür...

YORUM EKLE