Yeni bir dünya

Murathan Mungan, şöyle diyor: ‘’Hayret! İnsanoğlunun yaşamda en geç fark ettiği şey şimdiki zamandı.

İnsan içinde yaşadığı anı derinleştirmeyi zamanla,yani zamanı azaldıkça öğreniyordu.’’

Her kuşak; asırlardır varlığını,kadrini geç anladığı zaman kavramı karşısında yenildiğini anladıkça  içinden geçtiği zorlu,dayanılmaz,haksızlık dolu dünyaya kahreder ve hiç birşeyin adil olmadığından yola çıkarak ,son kez YENİ BİR DÜNYA  olması,ya da kurulması gerektiğini söyler ve rövanş için bir çare üretme çabası arar.

Bütün dillerde,her renk ve inançtan insanların belli bir vakitten sonra, büyük bir yangıyla,öykünerek geçirdikleri bir zaman kuşağıdır ...

Bu,  sert geçen iklimde  ki  arayışa zaman zaman genç insanlarda katılır...

Gerçekte, YENİ BİR DÜNYA şarttır; zira ortada  olup biten,büyük bir kaosun yarattığı  anaforun yuttuğu insan,ideal ve hayalleridir...

Sert devrimler,inkilâp ve ihtilâl bekler,kollar olur... Bu, bir iç direniş ve isyanın bekletilmiş,ehlileştirelmemiş tezahürüdür...

YENİ BİR DÜNYA arayışından haksızmıyız? Asırlardır okutulan ve belletilmiş bir fasit daire içinde tutulmaya çalışılan kitleler kendi bireyliklerini keşfetmeleri,yeni arayışları dillendirilmeleri hiçte bu oligraşik otoritelerce hoş karşılanmamıştır.

Arkalarına bütün zamanlarda ilk  elden, kendilerini dini otorite addeden gurupları da alarak,(keşke, bir defa da aksi vaki olsaydı!) ana payandayı teşkil eden ,yancı sermaye sınıfıyla güçlü bir gurubu teşkil etmişlerdir.

Artık bu yeni düzen,beğenilmeyen eski dünyanın karşıtları nı bekleyen güçlü bir‘’kırk katır kırk satır’’diskuru çoktan hazırdır bile...

İşte arkamızda duran kaç asırlık bir kirli dünya var,bunu kirleten insan ve kendisini temsil eden bir zihin var!

Biz, bu zihnin değişmesini istiyoruz,yeni yaşama alanlarını Tanrı’nın bize bahşettiği gibi bakir ve temiz bulmak istiyoruz,çok mu zordu..?

Hayat ve zaman karşısında elbette zayıfız. Lâkin,her kendi gölümüzde boğulmak üzerkeyken bırakın şu ömrümüzü lütf edilmiş geniş denizin,güneşin ve kumsalın tadı,ufukların sınırsız hayal edilebilirliğinide noktalayalım.Bu masum hakkı bizden kaçırmayın.

İnsan ve tabiat ilk günkü gibi kalsın azalmaksızın,tertemiz,gürül gürül,nedamet duymaksızın...

Siz mazide bizi budarken biz geleceği insan gibi yaşamak istiyoruz. Eski dünyanın bütün tortuları,kemlik ve kötülüklerini yanı başımızda olsun istemiyoruz,çok mudur istediğimiz?

Siz gökten yasalarınızla,kanunlarınızla mı indiniz? Nedir bu caka ve çalım..?

İnsan, daha güzel yaşamak istiyor; kendisiyle kavgasız ve satın alacak bir ömür aramaksızın...

Sadece; YENİ BİR DÜNYA’ ve kaybettiği, farkına vardığı  şimdiki zamandır isteği...

YORUM EKLE