Doğuş Holding 23.5 milyar liralık borcu için bankalarla görüşme talep etti. Borç yapılandırması istedi.
Geçen aylarda Ülker Grubu olarak bilinen Yıldız Holding de 10 bankayla masaya oturmuş, 6 milyar dolar civarındaki borcunun yeniden yapılandırılması için Yapı Kredi’yi lider düzenleyici banka seçmişti.
Doğuş Holding’in Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği 2017 yılı bilançosuna göre holdingin bankalara 23.5 milyar liralık borcu bulunuyor.
Doğuş Holding geçen yıl 2.8 milyar lira zarar etti. 2016 yılı zararı ise 2 milyar lira idi. Holding, geçen yıl Garanti Bankası’ndaki hisselerini İspanyol ortağı BBVA’ya 3.3 milyar liraya satmıştı.
Hürriyet'ten Dinçer Gökçe ve Şebnem Turhan'ın haberine göre Doğuş Holding’in bu yapılandırma talebi büyük ölçüde şirketlerinin zararları ve kur farkından kaynaklandı. Bir süredir bankacılık kulislerinde konuşulan "yapılandırma talebi gelebilir" söylentilerinin gerçeğe dönüşmesi sonrasında şimdi, gözler bankaların bu talebe karşı nasıl bir yöntem izleyeceğine çevrildi.
Doğuş Grubu, Galataport Projesi'nin ihale bedeli ve yatırım için yüksek tutarda kredi kullanmıştı. 23.5 milyar liralık borcun yaklaşık yüzde 20-25'ini Galataport Projesi için kullanılan kredilerin oluşturduğu belirtiliyor. Bu proje kapsamında kullanılan krediler daha önce de yeniden yapılandırılmıştı.
Öte yandan daha önce Yıldız Holding de borç yapılandırması için başvurmuştu. Ardından Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker konuyla ilgili çalışanlarına gönderdiği mektupta söz konusu 6 milyar dolarlık kredi borcunun 1 milyar dolarlık kısmının yeniden yapılandırılması konusunda anlaşma sağlandığını belirtmişti. Yıldız Holding, bankalarla kredilerinin refinansmanı için görüşmeleri yürütmek üzere Yapı Kredi’yi lider düzenleyici banka seçmişti. Ardından Yapı Kredi ile mutabakat zaptı imzalamıştı.
Paraanaliz'de yer alan bilgilere göre ekonomide yüksek büyüme oranlarına rağmen, özel sektör düşük kârlılıkla çalışıyor. Sürekli değer yitiren TL döviz borcu olanların finansman giderlerini beklenmedik miktarlarda yukarı çekiyor. TCMB’nin enflasyon ve kur istikrarsızlığıyla mücadele yöntemi olarak piyasada dolaşan likiditeyi kısması da çek ve senet vadelerini uzatarak özel sektörün karlılığın olumsuz etkiledi.
